02 Eylül 2010

enerji bizim

Kendisini, yani daha doğrusu konuşma üslubunu sevemesem de güzel bir konuya değinmiş Meliha OKUR.. Okuyalım..

İyi de biz, güneşten niye para kazanmıyoruz ki? Elin oğlu kazanıyor. Üstelik güneşi yok! Almanya’dan bahsediyoruz. Suyu, kömürü bol. Doğalgaz ithal ediyor. İşe bakın ki, olmayan güneşe yatırım yapmış. Sektör, 18 milyar euroya ulaşmış. 350 bin kişiye iş sağlıyor. İspanya ve ABD’ye güneş teknolojisi ihraç ediyor.

Uzmanıyla konuştum.
Güneşle sıcak paraya nasıl ulaşabileceğimizin yollarını anlattı. O gücü Kristof Kolomb, “Güneşi takip ederek yeni bir dünyaya yelken açıyoruz” diyerek anlatmış. Hepimiz güneşin gücünü unuttuk. Sanayileşmiş ülkeler suçlu. 1 kw saat enerji üretmek için 638 gr karbondioksit salıyorlar. Doğa, güneş isyan ediyor. Her şeyin bir sonu var. Güneşin de!.. Bilim dünyası, “Yeni güneşi nasıl oluşturabilirim”in peşinde…
Ben ise bunların peşinde koşan, güneşle soğutan Dr. Ahmet Lokurlu’yla konuşuyorum. Kendisi Almanya’da yaşayan bir bilim insanı. Nükleer santral riziko asistanlığı yapmış. Enerji teknolojilerine disiplinlerarası yaklaşmayı benimsemiş. Yüksek ısılı yakıt hücreleri ve enerji ekonomisi üzerine çalışmış. “Enerji kullanımı ile nüfus artışı arasında çok ciddi bir bağ var” diyor. Tehlikeye dikkat çekiyor. “Milat’ta, dünya nüfusu 220 milyon kabul ediliyor. Bin yılında dünyanın nüfusu 440 milyon, 1850′de 1 milyar, 78 yıl önce 2.7 milyar, bugün ise 7 milyar.”

Yedi milyar, dünyayı hızla tüketiyor. Enerji açığı had safhada… Gelinen nokta savaşların ana sebebi. Oysa doğayı koruyan, tüm dünyanın ortak kullanabileceği ekonomik bir yapıya ihtiyacımız var. Dr. Lokurlu, güneşle soğutan teknolojide Türkiye’yi üs yapmaya çalışıyor. Maliyeti yüksek diyenler, ülkeye zarar veriyor. Güneş’e “Özel destek” gerekiyor!.. Kısacası, güneşin altında yatmaktan başka bir şey bilmeyen Türkiye, güneşsiz Almanya’yı örnek almalı.

Ayrıca şunu da teşvik edelim..

Hiç yorum yok: